{
    "title": "Yetişkinlerde Kızamık Hastalığı",
    "image": "https://www.kizamik.gen.tr/images/yetiskinlerde-kizamik-hastaligi.jpg",
    "date": "22.01.2024 00:34:54",
    "author": "Derya YAMAN",
    "article": [
        {
            "article": "<div><b>Yetişkinlerde kızamık hastalığı,</b> İlk baharda ve kışın son döneminde sıkça karşılaşılan kızamık, virüslerin neden olduğu bir hastalıktır. Ateş ve deride döküntü ile kendini gösterir. Yetişkinlerde kızamık hastalığı ise küçükken kızamık geçirmemiş kişilerde daha çok görülür. Bunun nedeni hala tartışılmakla beraber, Türkiye'de 1975 ile 1990 arasında çocuklara tek dok kızamık aşısı uygulanmış olmasıdır. Yapılan bu tek doz aşı ile kişilerde %80 civarında bir bağışıklık oluşmuştur. Bu sebepten bağışıklık kazanamayan diğer kesimin kızamığa yakalanma olasılığı olduğu düşünülmektedir. Yetişkinlerde kızamık hastalığı, hamilelerde tehlikeli bir durumdur. Bebeklerde de kızamık hastalığı tehlikelidir. Aşının kullanılmadığı bölgelere virüsün ulaşmasıyla beraber salgın görülebilir. Kızamık hastalığı kolay bulaşabilen bir hastalık olmasıyla beraber, ölüme sebebiyet verecek kadar da ciddi bir hastalıktır. Kızamığa sebep olan mikrop, kişinin ağız ve burun boşluğuna yerleşmektedir. Yerleşen mikrop 1 hafta içinde hastalık bulaştıracak duruma gelir. Virüsün bulaşma yolu ise konuşma, hapşırma, öksürme ya da tükürük damlacıklarının yayılması ile olabilir. Kızamık hastalığına sebep olan virüs havada 2 saat kadar canlı kalabilir. Çoğunlukla kızamık hastalığı çocukluk dönemi hastalığı olarak bilinse de çocukluk döneminde hastalığa yakalanmamış yetişkinlerde kızamık hastalığı görülür. 1 kez hastalık geçiren kişi bu mikroba karşı bağışıklık kazandığı için bu hastalık tekrarlanamaz. Herhangi bir şekilde kızamık virüsüne temas etmek, kişinin vücudunun hastalığa karşı bağışıklık kazanmamış olması hastalığın ortaya çıkmasından etkendir. Mikrop kana karıştıktan 10 gün sonra hastalık belirtileri göstermeye başlar. Yani tamamen kişinin kızamık olduğu anlaşılması 15 günü bulur. Vücutta döküntülerin gözükmesi mikrobun üremesinin azaldığı anlama gelir ve bir süre süre sonra hastalık iyileşme sürecine girer.</div><div><br></div><div><b>Yetişkinlerde kızamık hastalığı belirtileri,</b> Mikrop vücuda girdikten sonra döküntü öncesi bulgular ortaya çıkar ve ortalama 3 gün sürer.</div><div><ul><li><b>Ateş,</b> Kişinin ilk etapta ateşi yükselir. Yükselen ateşi titreme belirtileri takip eder.</li><li><b>Öksürük,</b> Kuru ve inatçı bir öksürük başlar. İlk dönemde öksürükle birlikte ve ışıktan rahatsız olunmaya başlar.</li><li><b>Vücut da döküntü,</b> Belirtileri döküntüler takip eder. Bu döküntüler kırmızıdır ve git gide kırmızılaşır. Önce küçük kırmızılıklar görülür ve zamanla kırmızılıklar büyür. Döküntü sayıları hızlı bir şekilde artmaya başlar kabarık ve sayıları artan bu döküntüler önce yüzde ve boyunda daha sonrasında gövdeye, kollara, bacaklara kısacası bütün vücuda yayılır.</li><li><b>Soğuk algınlığı,</b> Hasta devamında ateş yükselmeleri tekrar eder ve kendini çok yorgun hisseder. Bu dönemde soğuk algınlığı görülür ve buna bağlı olarak bademcikler şişebilir.</li><li><b>Beyaz lekeler,</b> Kızamıkta ortaya çıkan lekeler hastadan hastaya farklılık gösterebilir. Ağız içinde görülen beyaz lekeler kızamık hastalığı tanısında önemli bir kriterdir.</li></ul><div><b>Yetişkinlerde kızamık hastalığı tedavisi,</b> Kızamık olduktan sonra tedavi amaçlı kullanılacak bir ilaç henüz günümüzde yoktur. Tedavi amaçlı değil de destek amaçlı ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar kullanılır. Kişide varsa öksürük için öksürük şurupları tavsiye edilir. Yetişkinlerde kızamık hastalığı tedavisinde evde yapılan tedavi önemlidir. Bu süreci başka bağışıklığı düşük kişilere kızamık bulaştırmamak için süreç atlatıncaya kadar odası ayrılır. Kişinin odasının güneş görmesi, yeterli miktarda hava alması ve temiz olması önemlidir. Oda ısısı 20 derece civarında olmalıdır. Kişinin beslenmesi kızamık hastaları için önemlidir. Yeterli miktarda su içmesi, özellikle sıvı besin alımı, meyve suları tüketmesi gerekir. Örneğin; Et suyu, süt ve süt ürünleri, taze sıkılmış meyve suları, sebze çorbaları tüketmesi önerilir. Alınan gıdalar bağışıklık sistemini desteklediği gibi sıvı besinler sindirimin kolay olmasını sağlar. Ortalama 2 hafta süren bu süreç sonunda iyileşme dönemi başlar. Döküntüler solar ve dökülür. Vücutta görülen bu döküntüler iz bırakmaz. Hastanın ateşi düşer ve soğuk algınlığı geçer. Kişi eski enerjisine kavuşur ve normal hayatına döner.</div>"
        }
    ]
}